Roman Kahramanları
Kinyas ve Kayra: Yeryüzüne İnmiş Lanetli
-
Kinyas ve Kayra: Yeryüzüne İnmiş Lanetli
Yeryüzüne İnmiş Lanetli*
Makale Yazarı: Raşit Özdemir
*Bu makale ROMAN KAHRAMANLARI dergisi Ocak/Nisan 2017 29. sayıda yayımlanmıştır.
Yazı belleğimde doğum sancısı; #KinyasveKayra… Yeryüzüne inmiş lanetli… Kadın düşmanı… Üstelik modern çağda: Yer altı edebiyatın tipik bir örneği, okumaya 2 Ocak 2016 tarihinde başlayıp ikinci sayfasında beyin felcine uğradığım: Atomun parçalandığı bu zaman diliminde kahramanlara ön yargı kurduran cümleden sonra çok zorlandığım bir yapıtla karşı karşıya kalmak bu olsa gerek. “Bana sanatçının ne olduğunu söyleyiniz, ben de size onun neyin bilincinde olduğunu söyleyeyim ve bu vesileyle onun sınırsız hürriyetinden söz edeyim ve ahlaki kaynaklarını açıklayayım” (James, 2004, s.58) diyen Henry James, deşifre ettiği yazar/eser-ideoloji/dünya algısı ilişkisi anlatmak istediklerimizin de özünü ifade eder. Kahramanlar hakkında hangi özü yazacağım ki. Çünkü okuma eylemi 2 Nisan 2016 tarihinde bittiğinde; 2015 tarihi içinde 414 kadın cinayeti gün yüzüne çıkmış benim okuduğum zaman sürecindeyse Türkiye’de 94 kadın öldürülmüştür. “Roman (kahramanın ve olaylar örgüsü) yazıldığı dönemin göstergesidir.”
Omnes vulnerant ultima necat! “Hepsi yaralar, sonuncusu öldürür!” Latince bir deyişle giriş yapılan hayata: Zamanın gücünü yok edeceğini ifade ederek, yok olan hayat “Elif Görür’e” adanır kahramanlar tarafından.
Elif Görür büyük yaralar açmıştır kahraman/lar/da… Sadece Elif Görür mü? Her ne kadar iki kahraman olsa da Kinyas’ın annesinin evi terk etmesi ruhunun derinliklerinde devamlı kanayan bir yara açmıştır.
Kahramanlar girdikleri dairenin pejmürde salaş bir yer olarak bize gösterirken zamanın izini bize hatırlatıyor. Zemini halı yerine yüzlerce içki şişesiyle doldurarak abartıyor. İki kahramanın da içkiyi sevmesi ve özellikle de ikisinin de Absolut ile yaşanmış hikâyeleri olması; “Bir zamanlar, Absolut şişelerinin değişik modellerinin toplandığı bir katalog görmüştüm. Ve dünyada kendine böylesi gereksiz işler yaratabilen insanlar varken neden bu denli işsizlik var, diye düşünmüştüm. Çünkü bir şişe ister kadın, ister kova şeklinde olsun, muhakkak bir deliğe sahip olması gerekiyordu… Ve biliyordum ki, gerçekte işe yarayan tek kısmı da oydu…” (s.14)
Kahramanların Afrika Amerika ve tekrar #Türkiye arasında gezmeleri, kumar, içki, kadınlar, cinayetler, tecavüz ve daha fazlası… Hep uçlarda gezerek ilgiyi çekmeye çalışsa da beynimde oluşmuş olan ön yargıyı kıramamıştır. Kadınları bir içki şişesi ile özleştirmesi ve meta haline sokması ön plana cinselliği alması ki bunu bilinçaltına sokarak. Bundan sonra gelişecek olaylar içerisinde kadına şiddeti tecavüzü normal algılama zemini hazırlamaktaydılar. “Ülkemizde ve yeryüzünde özellikle kadınlara ve çocuklara uygulanan şiddet önlenemez şekilde artmaya ve gün yüzüne çıkmaya devam ediyor…”
Kaynak: #HakanGünday, Kinyas ve Kayra, Doğan Kitap, 42. Baskı ağustos 2015, 576 syf.
-
0 Yanıtlar:
Üzgünüz, hiçbir yanıt bulunamadı.