Roman Kahramanları
Ernest Hemingway: MASADAN AYRILAN YEDİNCİ KİŞİ
-
Ernest Hemingway: MASADAN AYRILAN YEDİNCİ KİŞİ
MASADAN AYRILAN YEDİNCİ KİŞİ: HEMİNGWAY*
Makale Yazarı: Burcu Polat
*Bu makale ROMAN KAHRAMANLARI Nisan/Haziran 2016, 26. sayıda yayımlanmıştır.
1952’de ilk baskısı yayımlanan Yaşlı Adam ve Deniz adlı kitabında “İnsan yenilmek için yaratılmadı” diyor Hemingway. Bundan tam dokuz yıl sonra da intihar ediyor. Kimileri der ki; Hemingway intihar etmedi, kendini öldürdü.
Kendini öldürmeden önce
E. Hemingway 1899 yılında Chicago’nun iyi okulları, büyük bahçeli kır evleri ile ünlü, üst-orta sınıfın yaşadığı #OakPark semtinde doğuyor. Babası manik-depresif bir doğum uzmanı olan Dr. #ClarenceHemingway –ki o da kendini öldürecek–, annesi ise Clarence ile evlenmek uğruna opera sanatçılığı kariyerini bir kenara atmış; dindar ve güçlü bir kadın olan #Grace. –Babasının intiharından annesi Grace’i sorumlu tutacak ve öldüğünde cenazesine bile katılmayacak Ernest H.–
Babası oğluna balık tutmayı, tüfek kullanmayı, ağaç kütükleri altından yemlik canlı kurtlar yakalamayı öğretirken; #Victoriadönemi aileleri arasında oldukça yaygın bir gelenek olduğu üzere annesi Ernest’i ablası gibi giydiriyor ve saçlarını bir örnek yapıyor. Çocukluğunda bir #kızçocuğugibi giydirilen ve saçları şekillendirilen Ernest ise dünyaca ünlü bir #maço oluyor.* Okulda ders dışı etkinliklerin hemen hepsine katılıyor; okul orkestrasında çello çalıyor, beysbol ve su topu sporcusu, futbolda hücum oyuncusu oluyor, sonra boks ve ilk yazı denemelerinin görüldüğü okul dergisi. Babası Clarence oğlu Ernest’in kendisi gibi #doktor olmasını isterken, oğlu üniversiteye gitmeyi reddedip gazetede stajyer #muhabirlik yapmaya karar veriyor. Bundan sonrası ise #yaşamak için yazmak, #yazmak için ise yaşamaktan ibaret belki de E. Hemingway için. “Yazmaktan kolay ne var. Tüm yapman gereken daktilonun başına oturup kan ağlamak.” diyor, bir konuşmasında. Ömrünün sonuna kadar da kan ağlıyor.
Hemingway’in bir intihar notu olsaydı eğer; ilk cümlesi “kan ağladım” olurdu belki de…
Kendini öldürmeden önce on yedi kitap yazıyor, bunlardan on altısı basılıyor. 1920’lerde Paris’te geçirdiği yıllarda yazılmış anı yazılarından oluşan “#ParisBirŞenliktir” adlı kitabı ise intihar ettikten sonra yayımlanıyor. Tam dört yıl sonra.
Yaşantılarından yola çıkarak yalın, basit, kısa cümlelerden oluşan fakat o cümlelere ağır anlamlar yükleyen bir yazar Hemingway. Birçok kitabının #erkekkahramanı kendisi ve yine o erkek kahramanların âşık olduğu #kadınkahramanlar da gerçek hayatta âşık olduğu ya da evlendiği kadınların yansıması. İlk eseri #GüneşdeDoğar. Kitap, 1. Dünya Savaşı’nın ardında bıraktığı hayal kırıklıklarını, umutsuzlukları, bir yere ait olamama duygusunu ve geçip giden zamana karşı bireyin çaresiz arayışlarını bir grup arkadaşın yaşadıkları üzerinden anlatıyor. #Büyükbuhran dönemi ve savaştan çıkmış bir kuşak. Tüm o #bohem yaşantının altında yatan #huzurarayışları ve savaşın anlamsızlığının yarattığı #kaçmaisteği. Yeryüzünün adeta seçilmiş en basit ve fakat aynı zamanda da en vurucu cümleleri ile yazılmış olan bu romanın erkek kahramanı 1. Dünya Savaşı’na katılmış, erkeklik organındaki yara ile iktidarsızlaşmış anaç #Jake iken, kadın kahramanı ise ilk aşkı siperde can vermiş olan, cinsel gücünün farkında, çok içen, çok umursamaz görünen #LadyBrett. Jake ve Brett’in etrafları – kendileri de esasında- sadece zevk için yaşayan, savaş nevrozuna maruz kalmalarına rağmen savaştan hiç bahsetmeyen, anı yaşayan karakterler olarak betimleniyor. Öyle ki sırf yaşam şekillerinden ötürü savaş sonrası “#kayıpkuşak” olarak bile yaftalanıyorlar. Aynı şekilde #1980sonrası gençliğe de hep darbe sonrası gençlik olmalarından ötürü “kayıp kuşak” yaftası vurulmuştur bu ülkede ; fakat zaten gerçekten kaybolmuş bir 70 Kuşağı ve aynı şekilde 1. Dünya Savaşı’nda milyonlarca yaşamını yitirmiş insan gerçeği var iken; sadece iyileşmeye çalışan, belki de unutarak, yok sayarak iyileşmek isteyen bu insanlara “kayıp” denilmesi fazlaca ironik değil midir? 1918 yılında henüz 20 yaşında bile değilken üstelik; gazeteden ayrılıp bir arkadaşı ile #Kızılhaç #ambulansşoförü olarak İtalya’ya gidip savaşa katılan bir adam zafer ve kanla dolu savaşların ve buna karşılık sözde barışın olduğu bir ortamda savaştan döner dönmez pişman olmuştur belki de kimbilir… #1inciDünyaSavaşı bilançosu: Tam otuz yedi milyon ölü, yaralı veya kayıp insandı.
Hemingway’in bir intihar notu olsaydı eğer; ikinci cümlesi “pişmanım” olurdu belki de…
Yazarın yine 1. Dünya Savaşı sırasında İtalyan ordusunda görev alan bir askerin gözünden savaş ve aşkı anlattığı bir diğer kitabı ise; #SilahlaraVeda romanıdır. Savaş ve savaşın içinde yer alan insanlar, o insanların duyguları, yorgunluk ve umutsuzlukları yine çok yalın ve fakat vurucu bir dille anlatılıyor. #Romanınkahramanları tıpkı Hemingway gibi İtalyan cephesinde ambulans şoförü olan Teğmen Henry ile savaşta nişanlısını kaybetmiş ve hâlâ onun yasını tutan hemşire #CatherineBarkley’dir. Derler ki bu kitaptaki Catherine karakteri Hemingway’in yaralandığı zaman İtalyan hastanesinde tedavi görürken âşık olduğu hemşire #AgnesvonKurowsky’dir. #MelihCevdetAnday Nobel Yayınları’ndan çıkan İki Roman: Nehrin Ötesinde- Yaşlı Adam ve Deniz kitabına yazdığı önsözde der ki; “Yazmak isteğine yaşantıları götürmüştür Hemingway’i.”
Silahlara Veda romanı Hemingway’in artık savaştan bıktığının kanıtıdır sanki ve fakat sonrasında katıldığı #İspanyaİçSavaşı ve #İkinciDünyaSavaşı ile yine ters köşe eder bizleri. Savaştan bıktığının kanıtıdır, çünkü Teğmen Henry firar eden bir askerdir, üstelik- firar eden bir İtalyan askerini vuran- bir firar eden askerdir. Catherine ise hikâyenin başında nişanlısını cephede kaybetmiş olmanın derin çöküntüsü içindedir. Yas tutmaktadır hâlâ. Pişmanlıkları vardır, yaşayamadıklarından ötürü. Teğmen Henry’nin hemşire Catherine yaklaşma şeklinden yola çıkarak biraz Hemingway ve kadınlar hakkında da yorum yapabiliriz sanki.
Henry’nin ağzından:
“Catherine Barkley’i sevmediğimi ve sevmeye niyetim olmadığını biliyordum. Bir oyundu bu, kâğıt oynamak yerine, kimi şeyler konuşulan briç oyunu gibi. Briçte olduğu gibi para için ya da başka bir şey için oynuyor görünürdün bunda da. Nesine oynandığını kimse söylememişti, benim için önemli değildi bu ama.”Yine de Catherine, Henry’e sevmeyi öğretir. #Vicdanlı olmayı ve sorumluluk almayı öğretir. Fakat Hemingway kitaba öyle bir son yazar ki aslında tüm öğrendiklerinin daha fazlasını kaldıramayacağını anlatmak ister. Kitabın sonunda kolayı seçen Hemingway Catherine’i öldürür.
Hemingway’in bir intihar notu olsaydı eğer; üçüncü cümlesi “korktum ve kaçtım” olurdu belki de…
Çanlar Kimin İçin Çalıyor romanında İspanya İç Savaşı’nı anlatıyor. İkinci Dünya Savaşı’nda Amerikan ve Rus ordularının, bu romanı gerilla savaşı için öğretici bir yapıt olarak askerlere okutturdukları söylenir. Avcılık ve spor anılarını birçok kitabına konu ediyor sonra. Klimanjaro’nun Karları ile Afrika’nın Yeşil Tepeleri kitaplarında avcılık hikâyelerini yazıyor.
Hemingway dolu dolu yaşıyor, çok yazıyor ve çok okuyor; öyle ki bulduğu her şeyi okuyor. Yazdığı ve okuduğu kadar da içiyor. Romanlarını #kurşunkalem ile yazıyor. #2B kurşun kalem kullanıyor. Romanlarında onun kişisel yaşam izini çok fazla sürmememiz konusunda bizi uyarsa da yaşamı ile yapıtları arasındaki paralellik oldukça âşikar. Hemingway kendini öldürmeden önce yaşamının gayesini yerine getirerek yaşıyor; yazmak. Ve sonra bir gün artık yazamadığını ve yaşaması için bir sebep kalmadığını fark ediyor. Yazamadığı için çöküyor. Belki yazacağına inanmış olsaydı yazmasaydı da olurdu fakat Hemingway inancını da yitiriyor.
Hemingway’in bir intihar notu olsaydı eğer; dördüncü cümlesi “inancımı yitirdim” olurdu belki de…
İntihar ettikten sonra
Yaşamın özeti niteliğinde bir cümlesi var Hemingway’in; tam da şöyle :“üçümüz oturuyorduk masada ve sanki aramızdan altı kişi ayrılıp gitmiş gibiydi.”
Bütün boğalar ölmüş,
bütün boksörler yenilmiş,
bütün içkiler içilmiş,
bütün alabalıklar tutulmuş,
bütün gazeteler okunmuş,
bütün kadınlar sevilmiş,
bütün cümleler yalın, basit fakat en derin
anlamları ile yazılmış
bütün savaşlar kaybedenler olmasına
rağmen kazanılmıştı belki deTüm bu tükenmişliklerin ardından, masadan ayrılan yedinci kişi olmayı seçiyor Hemingway; intihar ediyor.
#Doludoluyaşamış ve yaşamı sevmiş Ernest Hemingway intihar ettikten sonra kardeşi Leicester Hemingway “Kardeşim Ernest Hemingway” adlı kitabında ağabeyinin ölümünü şöyle anlatıyor :
Ertesi sabah, yedi sularında, en son olumlu işini gördü. Başka birinin sözü ya da davranışı yüzünden şerefinin lekelendiğini anlayan bir #Samuraigibi, Ernest de vücudunun kendisine ihanet ettiğini hissetti. Buna göz yummaktansa, silahını doldurdu, sonra eğilerek bu en gözde tüfeğinin dipçiğini salonun döşemesine dayadı ve geride duran horozları indirmenin bir yolunu buldu.
Demek ki Hemingway kaza ile ölmemişti, intihar etmişti. Fakat kimileri der ki Hemingway intihar etmedi, kendini öldürdü. Çünkü yaşamı güzelliğini yitirmeden kendi isteği ile terk etmeyi seçti.
Hemingway’in bir #intihar notu olsaydı eğer; son cümlesi “kenara çekilmedim tanrım, #gidiyorum” olurdu belki de…
KAYNAKÇA
-Ernest Hemingway’in tüm kitapları
-Clancy Sigal- Ölümsüz Hemingway, İthaki Y. 2015#YaşlıAdamveDeniz #biryereaitolamama #savaştançıkmış #savaşınanlamsızlığı #üçümüzoturuyordukmasada
Üzgünüz, hiçbir yanıt bulunamadı.