Roman Kahramanları
Bulgarların Fıkra Kahramanı Kurnaz Peter (Hıtar Petar)
-
Bulgarların Fıkra Kahramanı Kurnaz Peter (Hıtar Petar)
Bulgarların Fıkra Kahramanı Kurnaz Peter (Hıtar Petar)*
Makalenin Yazarı: Mustafa Duman
*Bu makale Roman Kahramanları Dergisi’nin 17.sayısında (Ocak/Mart 2014) yayımlanmıştır.
Nasreddin Hoca fıkralarının Bulgaristan’da yayılması diğer yerlerden farklı bir yol izledi. Bulgaristan 16. ve 17. yüzyıllarda Nasreddin Hoca’yla tanışmıştır. Nasreddin Hoca fıkraları Bulgaristan ve Makedonya’da yayılırken diğer ülkelerde rastlanılan gelişmelerden ayrı olarak Nasreddin Hoca karşıtı bir tipin ortaya çıkmasını da sağlamıştır. Bu karşıt tip Bulgaristan’da Hıtar Petar, Makedonya’da ise Itar Peyo (Kurnaz Peyo)’dur.[1]
Bulgarlar, Nasreddin Hoca fıkralarının bazılarını Hoca’ya bağlı kalarak aynen anlatıp yaymışlardır. Bazı fıkraları da zaman içerisinde kendi ulusal fıkra tipleri olan Kurnaz Peter’e bağlı olarak anlatmışlardır. Kurnaz Peter yaşamış bir tarihsel kişilik değil, Bulgar halkı tarafından Nasreddin Hoca karşıtı olarak ortaya çıkarılmış hayal ürünü bir kişiliktir. Kurnaz Peter, hile ve kurnazlıkla karşısındakileri alt etmeye çalışan genç bir Bulgar köylüsü olarak tasavvur edilmiştir. Fıkralarında Nasreddin Hoca’nın keskin zekâ pırıltıları yerine, kurnazlık, aldatma ve yalan hâkimdir. Hatta yanında gezdirdiği, bazen de yanına almayı unuttuğu, içi yalanlarla dolu olan bir “yalan torbası” vardır. Kurnaz Peter, Nasreddin Hoca’yla ilk karşılaştığında bile onu kandırmakla işe başlar.[2]
Kurnaz Peter‘in kişiliğinde Bulgarlar 400 yıla yakın egemenliklerinde yaşadıkları Osmanlılar karşısında zedelenen ulusal gururlarını tamir etmek olanağını buldular. Kurnaz Peter, fıkralarda çoğu kez Nasreddin Hoca’yı aldatıp alt eder. Fıkraların bir kısmının daha önce teşekkül eden kişiliklere ve Nasreddin Hoca’ya bağlı olarak anlatılmış olmasına kimse bakmaz. Bulgar halkı anlatılanlara gülerek rahatlama ve Nasreddin Hoca aracılığı ile egemen güç olan Osmanlı’dan öç alma yolunu benimsemiştir. Bu durum, Bulgaristan’ın Osmanlı Devleti’nden ayrılmaya kalkıştığı bir zamanda, 19. yüzyılın ikinci yarısında, daha belirgin olarak ortaya çıkmıştır.
Kısaca belirtmek gerekirse, Kurnaz Peter fıkralarının büyük bir kısmı, aşağıdaki örneklerde de görüleceği gibi, daha önce Nasreddin Hoca’ya bağlı olarak anlatılan fıkraların Kurnaz Peter’e bağlandığı fıkralardır, diyebiliriz. Nasreddin Hoca fıkraları ile Kurnaz Peter fıkraları arasındaki en önemli fark, Nasreddin Hoca’nın, karşısındaki kişiyi, zekâsı, mantığı ve söz oyunlarıyla yenmesi; Kurnaz Peter’in ise karşısındakileri kurnazlıkla ve bazı yalanlarla alt etmeye çalışmasıdır. Bu durumuyla Kurnaz Peter, Nasreddin Hoca’dan çok, Almanların fıkra kahramanları Till Eulenspiegel’e benzemektedir.[3]
Kurnaz Peter’in fıkralarında Nasreddin Hoca, Nasreddin Hoca fıkralarında gördüğümüz Hoca karşıtı tiplerin yerini almıştır. Anlatının sonunda Kurnaz Peter Hoca’yı alt eder. Bu durumu Nasreddin Hoca ve Timur arasında geçmiş gibi anlatılan fıkralarda Hoca’nın her seferinde Timur’u yenmesine benzetebiliriz.
Kurnaz Peter tipinin ortaya çıkışı 18. yüzyılın ikinci yarısı ve 19. yüzyılın başlarına rastlar. Bulgaristan’da, Nasreddin Hoca fıkralarının bir bölümü de yanında Kurnaz Peter tipi olmaksızın, yani ondan bağımsız, sözlü ve yazılı gelenekte yer almıştır. Aynı şekilde Kurnaz Peter’in de Nasreddin Hoca’sız fıkraları vardır.
Veliçko Vilçev’in uzun yıllar süren derleme ve araştırmalarının ürünü olan ve 1975 yılında Bulgar Bilimler Akademisi tarafından yayımlanan Hıtar Peter u Nasradin Hoca (Kurnaz Peter ve Nasreddin Hoca) adlı kitabının Nasreddin Hoca ve Kurnaz Peter ilişkilerinin incelenip örneklendirilmesinde önemli bir yeri vardır. Aşağıda tam künyesini verdiğimiz bu kitapta sözlü gelenekten derlenmiş 83 Nasreddin Hoca fıkrası, 47 Kurnaz Peter fıkrası ve her ikisi ile ilgili de 50 fıkra vardır. Bulgarca kaleme alınan kitabın sonunda Rusça ve İngilizce kısa bir tanıtma yazısı, daha doğrusu “özet” bulunmaktadır.[4]
Bulgaristan’da yayınlanan Nasreddin Hoca-Kurnaz Peter kitaplarından biri Bulgaristan vatandaşı Türk araştırmacı Ali İhsan İzzet’in Hıtar Peter i Nasradin Hoca Pobratimi (Kurnaz Peter ve Nasreddin Hoca Kardeştirler) adlı eseridir.[5] Bu kitapta Nasreddin Hoca ile Kurnaz Peter arkadaş, hatta kardeş kabul ediliyor ve aralarında geçen olayları yansıtan fıkralar veriliyor. Kitabın önsözünde yazar şöyle diyor: “19. yüzyılda, Bulgaristan’da halk edebiyatına büyük bir önem verildi. Bulgaristan folkloru, halk masalları ve türküleri derlendi. Kurnaz Peter fıkraları halk arasında yayılmaya başladı. Aynı zamanda Nasreddin Hoca fıkraları da yayılmayı sürdürdü. Bunlar Türk ve Bulgar halklarının karşılıklı hoşgörüsü sonucunda oldu.
Bulgar ve Türk halkları yüzyıllar boyunca barış ve dostluk içinde yaşamış, bunun sonunda da iki büyük fıkra kahramanı Kurnaz Peter ve Nasreddin Hoca yaratılmış. İki kahraman da Türk ve Bulgar halklarını kendi tavır ve gülünçlükleri ile eğlendirmiş, sıkıntılarını gidermiştir… Onlar her zaman zorluk içinde olan halka yardım etmeye ve güldürmeye hazırmış. Bir çok karşılaşmalarında Nasreddin Hoca ve Kurnaz Peter birbirleriyle yarışır ve üstün gelmeye çalışırlar. Yarışlarda bazan biri, bazan diğeri üstün gelir. Bulgaristan’da P. R. Slaveykof, Lüben Karavelof ve Elen Pelin gibi edebiyatçılar bunların fıkralarından yararlanarak eserler vermişlerdir.”[6]
Fıkralarda, Bulgarların anlatımlarında Kurnaz Peter’in, Türklerin anlatımlarında da Nasreddin Hoca’nın üstün gösterilmesi toplumların bilinçaltındaki duyguların dışavurumu olarak değerlendirilebilir. Türkiye’deki fıkralarında, Timur ya da beyler karşısında “karşıt kahramanı (anti-hero)” temsil eden Nasreddin Hoca Bulgaristan’da ise karşıt kahraman olan Kurnaz Peter’in karşısında bulunur. Karşıt kahraman fıkralarda üstün gelerek karşısındakinden halkının öcünü alır. Nasreddin Hoca-Timur fıkralarını ve benzerlerini hatırlarsak onlarda da aynı olguyu görürüz.
Gene 19. yüzyılda, daha önce Bulgarlar arasında Kurnaz Peter örneğinde görüldüğü gibi Makedonlar, Nasreddin Hoca fıkralarını almakla beraber, onlar da Nasreddin Hoca’nın karşısına bir anti- kahraman olan Kurnaz Peyo’yu çıkarmışlardır. Ona bağlı olarak anlatılan fıkraların da bir bölümü Nasreddin Hoca fıkralarıdır. Yalnızca “Nasreddin” adı fıkralardan çıkarılmış, onun yerine “Iter Peyo” adı konmuştur. Bazılarında ise Nasreddin Hoca ve Kurnaz Peyo karşı karşıya getirilmiş, fakat bu fıkralarda da üstün gelen hep Kurnaz Peyo olmuştur. Bazı Kurnaz Peyo fıkralarında ise Nasreddin Hoca adı geçmez. Bunlar yerel fıkralardır. Burada, milliyetçilik etkisinin halk kültürüne yansıması söz konusudur.
Makedonya’da da uzun yıllar yalnızca Nasreddin Hoca fıkralarını anlatanlar, sonradan, ulusal birliklerini sağlamak için, onun karşısına daha üstün olduğunu düşündükleri bir tipi çıkarmışlardır. Fıkra kahramanının adından da anlaşılacağı gibi, bu konuda Bulgarların etkisinde kalmışlardır.Nasreddin Hoca, sayıca çok fazla ve zengin içerikli fıkralarıyla Makedonların Iter Peyo’sunun ortaya çıkasında en etkili rolü oynamıştır. Prof. Dr. Sevim Piliçkova, Makedonya’da derlediği Nasreddin Hoca ve Kurnaz Peyo fıkralarını içeren bir kitap yayımlamıştır.[7]
Kurnaz Peter’e bağlı olarak anlatılan fıkraların bir kısmının Nasreddin Hoca fıkralarından alındığını, Nasreddin Hoca ve Kurnaz Peter’in ortak fıkralarının çoğunda Kurnaz Peter’in baskın çıktığını, bazı Kurnaz Peter fıkralarının da yerel fıkralar olduğunu aşağıdaki örneklerde, izleyebiliriz.
FIKRALAR
1. Kurnaz Peter Atın Kafa İskeletine Güvenmez
Bir gün, Kurnaz Peter bir dereden geçmek istemiş. Deredeki taşların arasında bir at kafası iskeleti varmış. Geçmek için ona da basması gerekiyormuş. Kendi kendine: “Benim ata güvenim yoktur” demiş ve iskelete bir yular takmış, ancak ondan sonra üzerine basıp geçmiş.
2. Kurnaz Peter Şaka Yapar
Bir gün, bir handa insanlar Kurnaz Peter’le şakalaşmak istemişler. Bu handa berber yokmuş. Kurnaz Peter kendisinin berber olduğunu söylemiş. Birisini sabunlamış, bırakıp öbürünü sabunlamış, bir üçüncüsünü de sabunlamış ve öyle bırakmış. Sabunladığı kişileri tıraş etmeyip oyalayınca, nihayet oradakiler Peter’in berber olmadığını, kendilerini kandırdığını anlamışlar ama iş işten geçmiş, hepsi sabunlu kalmış. Çünkü Peter onlardan daha kurnazmış.
3. Kurnaz Peter ve Hırsız
Kurnaz Peter gençliğinde kurnazlığı ve çevikliği ile tanınırmış. Bir gün tanınmış bir hırsız, Kurnaz Peter’le tanışmak, ortak olmak istemiş ve onu bulmuş. Ona: “Zor zamanda her şey lazım hırsızlık da bazen işe yarar. Mesela ben ağaçtaki kuşu kaçırmadan yumurtalarını alırım” demiş. Ve sonra hırsız bir ağaca çıkıp kuşun altındaki yumurtaları cebine indirmeye başlamış. Kurnaz Peter de onunla ağaca tırmanmış, onun cebindeki yumurtaları aşırıp torbasına koymuş. Hırsız işini bitirip ağaçtan inince, Kurnaz Peter’e: “Gördün mü” demiş, ben kuşu uçurmadan yumurtalarını aldım.” Bunun üzerine Peter: “Hani yumurtalar?” diye sorunca, hırsız elini cebine sokmuş ve cebindeki yumurtaların çalındığını anlamış. Kurnaz Peter’e: “Sen benden de usta hırsızmışsın Bana senin gibi ustasından üstün çırak lazım değil” demiş ve yoluna gitmiş.
4. Erkek Satın Al
Kurnaz Peter, bir gün pazarda tanıdık bir dul kadına rastlamış. Ne aradığını sorunca, kadın: “Bir eşek alacağım” demiş. Peter de: “Aptallık etme. Boşa para harcama. Eşek alırsan ona hizmetkâr olacaksın. Bu paralarla gel bir erkek satın al. O sana hizmet etsin” demiş. Dul kadın, Kurnaz Peter’in dediğini yapmış ve bir erkek satın almış.
5. Kurnaz Peter Nasreddin Hoca’yı Aldatıyor:
Nasreddin Hoca duymuş ki Kurnaz Peter kendisinden daha çok yalan bilirmiş. Gidip onu oturduğu kasabada bulmuş. Kurnaz Peter sokakta, bir duvara dayanmış duruyormuş. Nasreddin Hoca: “A be Kurnaz Peter’i ararım ben. Onu kurnazlıkta aldatmak isterim” demiş. Kurnaz Peter: “O benim”, diye cevap vermiş. Hoca: “Duydum ki sen yalan kıvırmayı çok becerirmişsin, hadi bakalım, yalan söyleşelim! Bakalım kim kimi aldatacak.” deyince, Kurnaz Peter: “Söyleşelim, ama ben duvarı tutuyorum. Gel duvara dayan da yıkılmasın. Ben eve gidip yalan torbamı alayım” diyerek oradan uzaklaşmış.
Nasreddin duvara yaslanıp Peter’in dönmesini beklemeye başlamış. Öteki de kendi işine gitmiş. Nasreddin bütün gün duvara dayalı kalmış. Kurnaz Peter akşamüstü dönünce Nasreddin Hoca ona demiş ki: “Nerede kaldın gelmedin. Hani yalan atacaktık?” Bunun üzerine Kurnaz Peter: “Ben seni aldattım, be! Hiç duvar düşer mi? Daha ne yalanı istiyorsun!” demiş.[8]
6. İnek Karıdan Daha Değerli ve Sevimli
Kurnaz Peter’in karısı ölmüş. Kurnaz Peter hiç ağlayıp sızlanmamış, oralı olmamış. Bir süre geçtikten sonra ineği telef olmuş. Peter inek için ağlayıp sızlanmaya başlamış. Nasreddin Hoca sormuş “Ey Peter karın öldü, ağlamadın, inek için ağlıyorsun. Neden böyle yaparsın?” Kurnaz Peter’in yanıtı şu olmuş: “Karı dediğin sürüyle, ama ineği parasız vermiyorlar, benimse param yok.”[9]
7. Deniz Yanıyor
Nasreddin Hoca Kurnaz Peter’i aldatırmış. Hoca bir gün Kurnaz Peter’e: “Peter, işittim ki deniz yanıyor. Denizde hesapsız kızarmış balık varmış. Eşeğini al, denize doğru gidelim. Kızarmış balıklardan alalım” demiş. Kurnaz Peter eşeğine binmiş, Nasreddin Hoca yaya yola çıkmışlar. Bir süre sonra Hoca, Kurnaz Peter’e: “Sen eşekle daha hızlı gidersin. Git başkalarından önce kızarmış balıklara yetiş. Ben arkandan gelirim” demiş. Kurnaz Peter yola devam etmiş ve denize varmış. Bakmış ki bir koca deniz. Yangın yok. Kızarmış balık falan da yok. O zaman Hoca’nın kendisini aldattığını anlamış ve geriye dönmüş. Hocayı görünce: “Hoca beni neden aldattın?” diye sormuş. Hoca da ona: “Sen de kanmasaydın”, demiş.
8. İki Ahbap Arasında
Nasreddin Hoca, Kurnaz Peter’e: “Peter, sana bir sır vermek için güvenebilir miyim?” diye sorunca, Peter: “Kendine güvendiğin kadar güvenebilirsin” der. Bunun üzerine Hoca sözü bağlar: “Madem öyle sana sır vermekten vazgeçtim.”
9. Kozalağa Karşı Yaprak
Kurnaz Peter ve Nasreddin Hoca, Bulgaristan’da, Uzuncova Pazarı’na giderler. Hoca bir çuvala kozalak doldurur ve üstüne biraz ceviz koyar. Kurnaz Peter de bir çuvala yaprak doldurur ve üzerine biraz yün koyar. İkisi pazarda karşılaşırlar. Hoca, Peter’e: “Kardeşlik, kilo ile yün satar mısın?”, diye sorar. Peter: “Kilo ile satmıyorum, çuvalla satıyorum”, der. Hoca da: “Ben de bir çuval ceviz satıyorum, der. Anlaşır ve çuvalları değiş-tokuş yaparlar.
Kurnaz Peter çuvalı alınca, Hoca’yı nasıl da aldattım, diye düşünür. Hoca da aynı şeyleri Peter için düşünmektedir. Kurnaz Peter eve gelip çuvalı açınca ne görsün. Çuvalın üstünde biraz ceviz, altta ise kozalaklar var. Hoca da eve gidip çuvalı açınca üstte biraz yün altta ise yaprak olduğunu görür.
İşte, “Kozalağa karşı yaprak” sözü oradan kalmıştır.
10. Kazançsız Hırsız
Bir gün, Nasreddin Hoca ve Kurnaz Peter yolculuk ederken çok acıkmışlar. Kurnaz Peter bir köylünün kürkünü çalmış ve satmak için pazara gitmiş. Satıp parasıyla yiyecek alacakmış. Fakat pazarda kürkü çaldırmış ve eli boş olarak Nasreddin Hoca’nın yanına dönmüş. Hoca, kürkü kaça sattığını sorunca, o: “Kaça almışsam o fiyata sattım” demiş.
[10]
—————-
* Dr. İç Hast. Uzmanı – Halk kültürü araştırmacısı[1] Hıtar Peter konusunda bkz: Sava Popov, Hıtar Petar, Bulgaski Psatel, Sofya, 1958, 127 s. (Yeni baskı: 2012); Knişka Cedma, Prikazki za Hıtar Petar, Slavena Ood, Varna, 2008, 61 s. Kurnaz Peter ve fıkraları konusunda ayrıca bkz: M. Türker Acaroğlu, “Nasreddin Hoca – Kurnaz Peter”, Tarih ve Toplum, Sayı: 151, (Temmuz 1996). s. 26-32; Türker Acaroğlu, “Nasrettin Hoca ile Kurnaz Peter”, Türk Folklor Araştırmaları Yıllığı 1976, Ankara, 1977, s. 413-418.
[2] Nasreddin Hoca ile Kurnaz Peter arasındaki ilişki, konuyla ilgili bibliyografya ve Bulgarcadan Türkçeye çevrilen fıkra metinleri için bkz: Mustafa Duman, “Bulgaristan’daki Nasreddin Hoca ve Kurnaz Peter”, Yedi İklim, Nasreddin Hoca Özel Sayısı, Sayı: 138-9, (Eylül-Ekim 2001), İstanbul, s. 53-61.
[3] Till Eulenspiegel için bkz: Mustafa Duman, “Halkların Fıkra Kahramanları: 3 Almanların Fıkra Kahramanı Till Eulenspiegel”, Roman Kahramanları, Üç Aylık Edebiyat Dergisi, Sayı: 16, (Ekim-Aralık 2013), Heyamola Yayınları, İstanbul, s. 166-171.
[4] Veliçko Vılçev, Hıtır Petır i Nastradin Hoca, İz istoriyata na bılgarskiya naroden anekdoti, Izdadeliçvo Na Bulgarsgata Akademiya Na Naukıte, Sofya, 1975, 354 s. Kitabı tanıtan bir yazı için bkz: M. Türker Acaroğlu, “ Nasreddin Hoca ile Kurnaz Peter Üzerine Kapsamlı Bir Araştırma”, Nasreddin Hocaya Armağan, (Hzl: M. Sabri Koz), Oğlak Yayınları, İstanbul, 1996, s. 15-38.
[5] Ali İhsan İzzet, Hıtar Petar i Nastradin Hodca Pobratimi, Razni i Mnogo Lubopitni prikazki, [Haskova], [1996], 64 s.
[6] Ali İhsan İzzet, A.g.e. s. 3-4.
[7] Sevim Piliçkova, Nasradin Oja i İtar Peyo, Üsküp, 1996, 335 s. Kitap hakkında ayrıntılı bilgi için bkz: M. Sabri Koz, “Anadolu Kitaplığı: Nasreddin Hoca ve Kurnaz Pejo”, Zaman 2, (4.4.1998), İstanbul, s. 5.
[8] M. Türker Acaroğlu, “Nasreddin Hoca ile Kurnaz Peter Üzerine…”, Nasreddin Hoca’ya Armağan, s. 34-35.
[9] M. Türker Acaroğlu, “Nasreddin Hoca – Kurnaz Peter”, Tarih ve Toplum, Sayı: 151, s. 32.
[10] Yukarıda metinleri verilen on fıkradan kaynak gösterilmeyen sekizi Ali İhsan İzzet’in Hıtar Petar i Nastradin Hodca Pobratimi adlı kitabından çevrilmiştir. Fıkraları Bulgarcadan Türkçeye çeviren Seyit Ahmet Yıldırım’a teşekkür ediyorum.
#sayı17 #bulgar #halkfıkraları #mustafaduman #fıkrakahramanı #kurnazpeter #hıtarpetar #hitarpetar
Üzgünüz, hiçbir yanıt bulunamadı.