Troia Antik Kenti

  • Troia Antik Kenti

    Tarafından gönderildi Fecri şu tarihte 16:28'de 11 Temmuz 2024

    Troia Antik Kenti

    Troia Antik Kenti, günümüzde Biga Yarımadası olarak isimlendirilen Antik Troas Bölgesi’nin batı ucunda, Çanakkale Boğazı’nın Ege Denizi’ne açılan girişinde yer almaktadır. Bölge Asya ve Avrupa arasında geniş bir noktadadır.

    Çanakkale merkez köylerinden olan Tevfikiye Köyü sınırları içinde yer alan Troia Antik Kenti, Skamandros (Karamenderes) Irmağı ve Simois (Dümrek) Çayı’nın oluşturduğu iki vadi arasındaki bir platonun eteğinde yer almaktadır. Çanakkale Boğazı’ndan uzaklığı 4.5 km olan Troia’nın Ege Denizi’ne olan uzaklığı 6 km’dir. Kent stratejik olarak önemli bir noktadadır. Troia Antik Kenti ve çevresinde toplamda 13350 hektarlık bir alan 1996 yılında “Tarihi Milli Park” olarak ilan edilmiştir. Antik Kent 1998’de de UNESCO’nun “Dünya Kültür Varlıkları Miras Listesi”ne alınmıştır.

    Anadolu ve dünya tarihinin önemli bir parçası olan Troia Antik Kenti, Smyrna’lı (İzmir) Ozan Homeros tarafından İlyada ve Odysseia destanlarına konu edinmiştir. Dünya tarihi ve edebiyatına yön veren bu eserler, yazıldıkları dönem olan MÖ 730’lardan itibaren birçok alanda etkili olmuştur. En çok politik alanda etkisini göstermiştir.

    Tunç Çağı ticaret sisteminin kilit noktalarından birini oluşturan Troia’nın büyük bir savaş ile karşı karşıya kalmasının temel nedeni de budur. Troia, uzak bölgelerden gelen birçok hükümdardan tutun tüccarlara, elçilere ev sahipliği etmiştir. Zenginliği ile ünlü olan kent, Anadolu insanının birleştiği önemli bir nokta olmuştur. İlyada Destanı’nda da anlatıldığı üzere Anadolu’dan birçok savaşçı, hükümdar gelip Troia’yı batılılara karşı savunmuşlardır. Kentin özel konumu ve tarihi, bir zaman sonra Doğu ile Batı arasında kültürel ve siyasal çatışmaların yaşandığı bir yer haline gelmiştir.

    Troia Savaşı’nın, Batı’nın mı Doğu’ya karşı yoksa Doğu’nun mu batıya karşı verdiği bir savaş olduğunu vurgulamak için çabalar başlamıştır. Doğuda güçlü bir İmparatorluk kuran Persler MÖ 480 yılında Yunanistan’ın fethi için büyük bir orduyla Çanakkale Boğazı’nı geçmişlerdir. Dönemin Pers İmparatoru Kserkses, Troia’yı ziyaret etmiş ve burada Athena Tapınağı’na bin sığır kurban etmiştir. Batıya yapılan bu seferin intikamını almak için MÖ 334’te Doğu seferine çıkan Büyük İskender de Troia’yı ve kahramanların mezarlarını ziyaret etmiş ve kendisinin kahramanlılarını yazacak bir Homero’su olmadığından yakınmıştır. Aynı şekilde, MÖ 100 yılından MS 500’lü yıllara kadar Antik Dönemin en güçlü İmparatorluğu olan Romalılar ve birçok Ortaçağ hükümdarı soylarını Troia’ya bağlamışlardır. Öte yandan Anadolu’nun bir Türk yurdu haline gelmesi ve İstanbul’un Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilmesinden sonra Fatih, 1462 yılında Lesbos (Midilli) adasına bir sefer düzenlemiş ve bu seferinde Troia’yı da ziyaret etmiştir. Sefer sırasında yanında bulunan saray tarihçilerinden Gökçeadalı Kritovulos, elyazması kitabında Fatih’in Troia ziyareti hakkında şunları yazmıştır:
    “Bizzat kendisi, ordusuyla birlikte Hellespont’u aşmış, küçük Phrygia’yı geçmiş ve İlion’a varmıştır. Eski Troia şehrinin yıkıntı ve izlerini, kapsamını ve çevresinin avantajlarını ve ayrıca kara ve denizle olan elverişli bağlantısını gözlemlemiş. Bundan başka kahramanlardan Akhilleus, Aias ve diğerlerinin mezarları üstünde öykülerini dinlemiştir. Onları övmüş ve onların büyük işlerini hatırlatacak Homeros gibi bir şairleri olduğu için kutlamıştır. İnsanlar onun başını hafifçe sallayarak şunları söylediğini anlatmaktadır: “Allah, aradan bunca yıl geçmiş olmasına rağmen, bu şehrin ve halkının intikamını alma hakkını bana nasip eylemiştir.”

    Troia’ya olan ilginin sönük kaldığı Osmanlı Dönemi’nde Fatih’in ilgisini Homeros’un kitaplarını okumuş olmasına bağlayabiliriz.

    I. Dünya Savaşı’nda Çanakkale, Troia Savaşı gibi bir büyük savaş daha yaşamıştır. Batılı güçler bu kez de Çanakkale Boğazı’nı geçmek için saldırmışlar ve ne hikmetse Troia Savaşı’na gelen Akha ordusunun komutanının ismi olan Agamemnon ismini en büyük zırhlı gemilerinden birine vermişlerdir. I. Dünya Savaşı sonrası İtilaf Devletleri ile Osmanlı Devleti arasında yapılan Mondros Mütarekesi’nin 30 Ekim 1918’de Agamemnon zırhlısında imzalanması da bir tesadüf değildir.

    Çanakkale Savaşı’nı yakından yaşayan ve savaştan önce 1913 yılında Büyük İskender’in rotasını takip ederek Troia’yı ziyaret eden ve sonrasında Çanakkale Savaşı’ında büyük başarı elde eden Mustafa Kemal, daha sonra Anadolu’da bağımsızlık mücadelesini başlatmıştır. Bağımsızlık için yapılan son savaş olan Başkomutanlık Meydan Muharebesi öncesi şunları söylediği Melih Cevdet Anday’ın bir yazısında Sabahattin Eyüboğlu kaynak gösterilerek aktarılmaktadır.

    “30 Ağustos Başkomutanlık Savaş günü. Sabaha karşı saldırının son durumunu gösteren haritayı Başkomutan Mustafa Kemal’in çadırına götüren Binbaşı durumu açıklar. Masanın üzerindeki haritaya bir göz atan başkomutan hemen ayağa fırlar ve coşkuyla: “Şimdi Hektor’un öcünü aldım” der”.

    Fecri yanıtladı 1 ay, 4 hafta önce 1 Üye · 0 Yanıtlar:
  • 0 Yanıtlar:

Üzgünüz, hiçbir yanıt bulunamadı.

Cevap ver: Fecri
Troia Antik Kenti Troia Antik Kenti, günümüzde Bi…
İptal Et
Bilgileriniz:

Tartışma Başlangıcı
0 of 0 Yanıtlar: Haziran 2018
Şimdi