Roman Kahramanları
SEVGİ SOYSAL: AŞKA YÜRÜYEN, AŞKLA YÜRÜYEN KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ
-
SEVGİ SOYSAL: AŞKA YÜRÜYEN, AŞKLA YÜRÜYEN KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ
AŞKA YÜRÜYEN, AŞKLA YÜRÜYEN KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ: SEVGİ SOYSAL*
Makale Yazarı: Çiğdem Sezer
*Bu makale ROMAN KAHRAMANLARI Ekim / Aralık 2013, 16. sayıda yayımlanmıştır.
Bize bizi gösteren hayatlar vardır; görmek istemediğimiz ya da bakmayı bilmediğimiz için göremediğimiz, ezbere yaşadığımız bir hayatı işaret eden, kendi derininden derlediği ışığı o kuytulara çevirip bakmamızı isteyen… Bunu, üstten bir bakışla değil, kendiliğinden yaparlar üstelik. (…) Sevgi Sosyal da bu ışığı derleyenlerden biridir. Hemen tüm eserlerinde kendi hayatından izler bulabileceğimiz yazar, bu arada başka hayatları da ekler hikâyesine; o hayatlarla bütünleşir. Bunu, ezbere bir kabulleniş, körü körüne bir inanışla değil, eleştiri hakkını sonuna dek kullanarak yapar.
Sevgi Soysal’ı “özel” kılan pek çok neden var kuşkusuz; benim için bu nedenlerin ilki; metinlerin oluşturulmasıyla kendi varoluşu arasındaki paralelliktir. O, yazar olmanın büyüsüne kapıldığı için, sıkı bir #sosyalist ve #feminist olduğu için değil de varoluşunu biçimlendirmek için yazıyor gibidir. Bu, başka yazarlar için de söylenebilir elbette; ama ne yalan söylemeli, çoğu zaman inandırıcı gelmez bana bu söyleyişler. Sevgi Soysal dendiğindeyse hiç duraksamadan düşündüğüm budur; o, yaşamın-insanın karmakarışık yapısı içinde kendi yapısını oluşturma çabasındadır. Bu çabayla yazar, yaşar. Herhangi bir davaya körü körüne bağlanmışlıkla değil, o davayı anlamaya çalışarak, eleştirerek, baş kaldırarak… Yaşamı da yapıtları da böyle oluşturulmuştur; hem kurulu düzene hem kendi bireyselliğine baş kaldırarak, onları eleştirip dönüştürme çabasıyla…
…..
Sevgi Soysal, ölümünün üzerinden otuz yedi yıl geçmiş olmasına karşın, yazdıklarıyla hem yaşadığı döneme hem de günümüze ışık tutmaya devam etmekte. Bunda yazarın #ustaromancı oluşu kuşkusuz ilk faktördür ama toplumsal dönüşümlerin istenilen ölçüde-yönde değişmeyişi de etkilidir elbette.Yıl içinde yayımlanan “Ne Güzel Suçluyuz Biz Hepimiz” (derleyen Seval Şahin) isimli kitap, “Sevgi Soysal İçin Yazılar” alt başlığını taşıyor ve yazar hakkında kaynak kitap olma özelliğini de taşıyor bu yönüyle. Usta bir romancıyı, kendi olmanın peşinde bir bireyi tanımak, anlamak için bir fırsat daha… Kitapta yer alan yazısında Karin Karakaşlı’nın da belirttiği gibi “dava romanı” yazmaz Sevgi Soysal; #eleştirelbakış açısıyla anlatır örgütü, örgütlülüğü; zaafları, eksikleri ve yanlışlarıyla… Günümüzde bile pek çok yazarın “kast” sisteminden “kurtulamadığı” düşünüldüğünde, bu durumun Sevgi Sosyal’ın yaşadığı-yazdığı dönemde ne denli “devrimci” bir tutum olduğu açıktır. İlginçtir, toplumsal olanda öznel varoluşunu gerçekleştirebilmek- koruyabilmek çabası, şunca yıl sonra bir “dava” ya dönüşmüş ve benim gözümde-kalbimde Sevgi Soysal, o davanın öncü kadını-yazarı olmuştur. Yazdıklarıyla olduğu kadar-belki ondan da fazla- yaşadıklarıyla; yaşadıklarını bir yaşam bilgisine dönüştürme başarısıyla… Mahpusluğu, yaşanan onca eziyeti prime dönüştürme basitliğine düşmeden, her koşulda kendi öznelliğini korumaya çalışarak.
Başlıkta söz ettiğim “aşk” budur belki; kendi olmanın dayanılmaz tutkusu… O, aşka yürüyen, aşkla yürüyen Kırmızı Başlık Kız’dır; masaldaki kız kadar naiftir; ama onun farkı, naifliği yanında taşıdığı başkaldıran tutkusu, aşkıdır, kendi olmaya dair…
#aşkayürüyen #aşklayürüyen #SevgiSoysal #KırmızıBaşlıklıKız #ÇiğdemSezer #YenişehirdeBirÖğleVakti
Üzgünüz, hiçbir yanıt bulunamadı.