Roman Kahramanları
Dr. Şerif: İĞNE DELİĞİ
-
Dr. Şerif: İĞNE DELİĞİ
İĞNE DELİĞİ*
Makale Yazarı: Melek Ertan
*Bu makale ROMAN KAHRAMANLARI Nisan/Haziran 2016, 26. sayıda yayımlanmıştır.
Tarık Buğra’nın Dönemeçte romanı #1980 yılında yazılmış. Konu, Anadolu kasabası olan #Akşehir’de şekillenir. Kesişen hayatlar arasında gerçeklere, yanılsamalara Dr. Şerif’in gözünden bakarız. Kendisi gibi sonradan görev icabı kasabaya gelenlerle, kasaba halkının ilişkileri, bireysel ve toplumsal yaşam şartları, mücadeleleri ve gerçekleri algılayış şekilleri serilir önümüze. Bize açtığı pencereden kalabalık bir kadro ile karşılaşırız. Hemen hemen her kesimden çarpıcı örnekleri bizim algı masamıza yatırır.
Çok partili demokratik sisteme geçiş çalışmalarının canlandığı bir zaman diliminde yüzyıllar boyu hiç değişmeyen toplumsal gerçeklerle yüzleşiriz. Aydın kesim, kendini aydın sanan sözde entelektüel kesim, bilgi seviyesinin farkında olan halkın mütevazı kanadı ile sonradan görmeliğe can atan kısmı.
Doktor hayata dair her şeyi gözlemleyip içselleştirirken, kendini de ihmal etmez bu konuda. Bir bütünlük içinde incelemeye çalışır her şeyi. Aşkı tanımıştır ve halen bunun muhasebesi diğer tüm sorunlarının analizi ile devam etmektedir. #Aşk, #Handan aracılığı ile ona gelmiştir. Cerrah olan bir doktor arkadaşının kızıdır Handan; üniversiteden yeni mezun olmuş, kumar ve alkol batağına batan, tüm mal varlığını kaybetmiş olan babasının yanına geri dönmüştür. Dr. Şerif’i tanımıştır hatta ilk aşkı onda bulmuştur. Bu arada çocukluk döneminden itibaren #üveyanneacısı her zaman içini kemirmektedir. Öfkelidir. Üvey annesinin aslında ona iyi davrandığını, ilgilendiğini söyleyen herkese gizliden düşmanca duygular beslemektedir. Belki de sırf bu nedenden dolayı Dr. Şerif’i, aşkını ondan çekerek cezalandırmıştır. Burada da kadın ve erkek dünyasının farklılıkları göze çarpar. Kadının duygusal zekâ yönetimi ile erkeğin analitik dünyası kıyasıya savaşır. Sonuçta ikisi de kaybeder.
Akşamları buluşulan #kumarmasalarında her bir #ruhundramı yatmaktadır. Birbirine tanık olan #gözler aynı zamanda çaktırmadan birbirini kollamaktadır da. Doktor bu kişileri incelemeyi, özellikle tespitlerde bulunmayı pek sever. Gözünün önündeki olaylar ülke durumunun minik bir kesitidir. Bu hayatlar her durumun temsili örneğidir. Aydın denilen kesimde bile kitap okuyan hemen hemen hiç kimse yoktur. #Kişiselzaaflar ön plandadır. Her eğitim seviyesinden örnekler, para ve güç hırsı ile yanıp tutuşmaktadır. #Eczacı ucuza mal ettiği karma ilaçlarla halkı dolandırmakta ve zengin olmaya çalışmaktadır. Kasabadaki lokantacının da bundan geri kalır yanı yoktur. Doğru düzgün gazete çıkarmaya çalışan genç neredeyse kasabadan kovulur, gazete yerli halktan kendini bilmez Türkçesi bozuk bir #dedikoducu ile #avam bir şekilde devam eder.
Bir #siyasipatlama vardır. Tarladaki de, içki âlemlerinden çıkmayan sözde eğitimli de, fakiri de, zengini de vekil olma derdine düşer. Herkes kendinde bu hakkı görür. Öyle ya demokrasi böyle bir şeydir.
Kasabaya yeni gelen genç #Savc Orhan pasif agresifliği temsil eder. İçten pazarlıklı, #iyigözlemci ve hırslıdır. #Maskeli bir hâl içinde samimi görünmeye başladığı kasabada doktor tarafından hemen sobelenir. Doktorun en sevdiği işlerden birisidir, kasabaya her yeni geleni şöyle bir koklayıp nasıl biri olduğunu anlamaya çalışmak, kendine dost olup olamayacağını hissetmek. Savcıda ise asıl korkusu, Handan’ın dikkatini yakışıklılığı çekmesi ve onun gönlünü yaralaması olasılığıdır çünkü savcı gözüne iyi bir insan olarak gözükmemiştir. Handan’dan kendi adına artık umudu kalmamıştır çünkü; Handan nedenini anlayamadığı bir şekilde kendinden birden bire uzaklaşmıştır. Belli bir süre sonra artık bunu kabullenir.
Savcı Orhan ilk karşılaştığı andan itibaren Handan’a kur yapar, bunu hisseden Handan da karşılık verir. Aynı zamanda Handan, babası Doktor Cevdet’in borçlarından dolayı başka çıkış yolu olmadıklarını bilmektedir. Babasının borcunu kendisi için olumlu bir duruma çevirmeye çalışan eczacı, parası ile çirkinliğini kapatacak güzeller güzeli Handan’ı evlilik için ikna edecektir.
Handan nişanlanmayı kabul eder ama bu arada Orhan’a karşı olan duygularını da bastırmaz. Hiçbir şeyden haberi olmayan Orhan, nişanlılık olayı gerçekleştiğini en son duyanlardan olur. Sonra olaylar çorap söküğü gibi gelişir. Bu romanda herkes #mağdur ve herkes haklıdır, herkes suçludur. Hayatın içindeki çıkmazların film afişine yansıması gibidir. Handan #gönlünüçelen Orhan’da bulduğunu sandığı aşkına kavuşmak için, eczacıya gittiğinde içkisine arsenik katarak eczacının ölümüne yol açar. Bu durum bir intihardır fakat suçlu Handan’dır. Bunu bilen sadece otopsi doktoru Şerif ve olayın savcısı Orhan’dır. Bir aşk, çok çıkmaz vardır. Orhan, #hırsınınesiri olmuş ve hayat tarafından cezalandırılmıştır. Şerif ise dürüstlüğünün ve çarpık sisteme uyum bozukluğunun ceremesini çekmektedir asıl kendinden çok tutkuları için gençliğini ve geleceğini harcayan Handan adına üzgündür. Bu olay aralarında bir #sır olarak kalacak sonra hepsi başka hazin olaylara savrulacaktır. Handan’ın aşkına kavuşmak için bu olaylara yol açması Şerif’i gizli aşkından soğutur. İşlerin kendisi için hiç yolunda gitmediği Handan ile arsenik ikinci kez karşılaşacaktır, bu sefer aşk taşıyıcısı olan kadını kutsayacaktır.
Şerif bütün bu yaşananların tam da merkezinde bulunmuştur ve ne yaşarlarsa yaşasınlar Handan’ın hep kendini sevmiş olduğunu içinde hissederek yoluna devam edecektir. Artık kasaba, #kaderlerikesişen bu #zavallıinsanlar için bir şey ifade etmemektedir. Düzendeki çarpıklığı gören ve siyasete bir şekilde bulaşan Şerif Ankara’ya taşınır. İçinin çıkmazlarını da yanında götürerek…
Buradaki doktor kahramanımızın iki rolü vardır. Biri duygusal, diğeri realist bir mücadelenin merkezidir. Halkın bilinçlenme arzusu, yanıp tutuşan bir isteğidir. Eğitim konusu özellikle aklını kurcalamaktadır. Bilinçle hazmetmeye çalıştığı bir yaşamı, aynı zamanda başkalarına da ince alaylarla sergileme azmindedir. Ne var ki onu anlayan çok fazla kişi çıkmamaktadır. Dostluk açlığını, günbegün yalnızlık durumu acımasızca kamçılamaktadır. Ta ki duygusal yenilgiye düştüğü ana kadar. Aşkında da dik durmuş sonra da bir karar verip hamlesini yapmıştır. Duygusal yönü aşk yenilgisini tattığı veya tattırdığı çok sevdiği Handan’ın mutluluğudur. Ne ideallerini, ne de Handan’ı koruyamamış olarak geçip gitmiştir kasabadan.
Denge unsuru olguları çok iyi irdelemiştir doktor. İdeallerini satılığa çıkarmamış acı çeken ruhunu bir yandan da hep onaylamıştır. Olması gereken ve/ veya sınırlarının çizilmeye çalışıldığı aydın tiplemesidir kendisi. En ağır farkındalık altında olan ve de can çekişen. Algı düzeyi ile paralel değil midir ki acılar, acıların yol açtığı boğulmalar? Önüne çıkan çıkarcı fırsatları görmezden gelmiş, hatta tiksinmiştir etrafındakiler atlarken. Birçok doktor, avukat, savcı, yargıç, çiftçi, esnaf kendini biliyormuş gibi görünen bilmezler, dönemeçte köşeyi dönme fırsatı beklerken, Şerif vicdan dekorlu iğne deliği dünyasında, kendini kıvranarak onaylama huzuru yaşamıştır…
Dünya düzeni aydınlanma ile olacak, olmalı ama bu aydınlanma aydınları da kapsamalı…
Kaynak:
Dönemeç, Tarık Buğra, İletişim Yayınları, 271 sayfa
#Anadolukasabası #DoktorŞerif #doktorkahraman #halkınbilinçlenmearzusu #aydıntiplemesi #aydınlar #sözdeaydınlar
Üzgünüz, hiçbir yanıt bulunamadı.